CHP lideri Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuşuyor.
Özel’in açıklamalarından satır başları:
“Birileri bir yandan siyaseti kutuplaştırmanın, bize hakaret ederek siyasetin gerginleşmesinin ve esas meselelerin konuşulmasını engellemeye çalışıyor. Bunu Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından Devlet Bahçeli’nin bugünkü konuşmasından görüyorsunuz. Bu kadar hakaret olunca o hakaretlerin bir vazife olarak yerine getirildiği çok belli Bu Meclis’te iki tane prompter kullanılıyor. İkisinin kablosunu takip edin saraydaki bir odaya çıkıyor. Biz onların seviyesine inecek değiliz.
Bizim derdimiz emeklinin aylığı, yoksulların mutfağındaki tencere, pazardaki marketteki mutfaktaki yangın, asgari ücretlinin geçim seviyesi. TÜİK’in rakamları doğru değil ama o rakamlarla bile durumun ne kadar içler acısı olduğu görmek gerekiyor.
Geçtiğimiz hafta bir talebimizi söylemiştik. Emeklilerimizin en düşük maaşı en az asgari ücret kadar olsun demiştik. Emekliye 17 bin lira olsun, ilerleyen dönemde 25 bin lira olsun diyen vekillerimize helal olsun. Onlara oy kaldıranlara da yazıklar olsun. İnançla gayretle devam edin. Doğrulardan yana el kaldırmaya devam edin. Emekçiden düşük gelirlilerden yana el kaldırmaya destek vermeye devam edin. Bu halk her şeyi görüyor. Sizin bu gayretiniz önünde sonunda sandığa gidince karşılığını bulacak.
En zengin yüzde 20 toplamın yarısını alıyor kalan yüzde 80 diğer oranı paylaşıyor. Yoksuldan almış zengine vermişler. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiğinde en düşük emekli maaşı bugünkü asgari ücretti. Milletimiz görüyor. Emeklilerden oy alıp 10 bin liraya el kaldıranlara yazıklar olsun. Ama bu millet kendisini yoksul bırakanlardan hesap soracak. Ona sırtına dönenlerden hesap soracaktır.
Bir emekliye verdikleri 10 bin lirayı Saray’da 27 saniyede harcıyorlar. Bir dakikada harcadıkları para da 23 bin lira. Bir buçuk asgari ücret neredeyse. CHP servete zengine düşman değildir ama gelir adaletini gözetir.
Erdoğan yola çıkarken ‘Benim hesabım simit çay hesabı başkasına bakmam’ dedi. O güne baktığında verilen maaş simit çay hesabına göre 5 kişilik ailenin gelirinin yarısıydı. Bugün, Ankara’da bir tane simit 10 lira. Hafta içi 15 yaptılar, ‘Seçime kadar yakarsın beni’ demiş. 10 liraya geri aldılar. Tayyip beyin sinirli telefonu ile geri çektiler. Çay 15 lira toplam 25 lira. 5 kişilik bir ailenin 30 gün 3 öğünden 11 bin 250 lira oluyor. Tayyip bey hesap yaparken maaşın yarısını tutuyor diye ‘Yazıklar olsun’ diyordu. Şimdi en düşük emekli maaşı 10 bin lira.
Bu saatlerde biz burada yokuz. Haftaya 6 Şubat. Büyük depremin yıldönümü. Biz haftaya 50.783 resmi kayıtlara göre vatandaşımızın hayatını kaybettiği Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizi etkileyen büyük depremin yıldönümünde önceki CHP grubu olarak, bütün parti yöneticilerimizle deprem bölgesinde olacağız.
Bu deprem 3 trilyon dolar vergi toplayan bir iktidarın 21 yılında yaşandı. Ülkeyi tek başına yöneten yani mazereti olmayan imkanları tam olan bir iktidar döneminde yaşandı. Kendisinden önceki dönemi depreme hazırlık yapmadılar diye eleştiren 8 kere imar affı çıkarıp 26 milyar gelir elde eden ama depreme dayanıklı kentler yaratmak için değil kendi iktidarı için kullanan bir iktidar döneminde yaşandı.
Ben depremden sonra hemen yola çıktık. Akşam vakti deprem bölgesine vardık. Malatya Doğanşehir’e sonra da Kahramanmaraş’a gittim. Ömrüm boyunca rüyalarımdan çıkmayacak manzaralar gördüm.
DİRENÇLİ KENTLER
Bunun bir daha yaşanacağını biliyoruz ama afete karşı dirençli kentler yaratmak iktidar partisinin görevidir. Biz o süreçte depreme hiç hazırlık olmadığını gördük. İlk 1 hafta içinde inanılmaz bir koordinasyonsuzluk gördük. İlk 1 saat içinde inanılmaz bir kibir ve korku gördük. Belediyelerden gelen yardımlarda muhalefet partilerinin engellendiğini, dışarıda bekletildiğini gördük. Darbe paranoyasıyla koca orduyu içeride tutup 10 binlerce canın enkaz altında öldürüldüğünü gördük. Bunları hatırlatmakta fayda var. Ecevit hükümetine 3 gün oldu çadır dağıtmıyorsun diyenlerin Hatay’da 35. gün çadır dağıtamadığını gördük. Kendi imtihanlarıyla sınandılar ama en ağır bedelini yoksullar ödedi.
Millet yardım beklerken milletin telefonuna İBAN gönderdiler. Çadır yok derken Kızılay’ın çadır sattığını öğrendik. Asrın felaketi dediler ama asrın ihmali ile milleti baş başa bıraktılar.
8-9-10 Şubat’ta yaptığı açıklamalarda Erdoğan ‘Yıkılan tüm konutları 1 yıl içinde teslim edeceğiz’ dedi. 650 bin konut ihtiyacı var 1 yıl içinde 319 bin konut inşa edeceğiz dedi. 1 yıl haftaya doluyor. 1 yılda temeli atılan konut sayısı 250, teslim edilen 47 köy evi var. Ama haftaya konut teslim edeceğini söylüyor. Gelecek hafta 46 bin teslim edecekmiş. Gerçekleşme oranı yüzde 7. Bu sözleri takip etmek bizim boynumuzun borcudur.
Bu evler yapılmayınca ne oluyor? 1,5 yaşında Doğa, İsacan ölüyor orada. Çadırda kimse kalmadı diyorlar, ölen şehidin bayrağını ailenin çadırına asıyorlar.
Yerel seçimlere gidiyoruz. 25 yıl şehirlerimizi kötü yönettiler. Buna karşı 2019 yılında artık canına tak edenler İstanbullular dur dedi. Ankara’yı parsel parsel satan dinozor ticaretinden yolunu bulan anlayışa Ankara dur dedi. 11 şehirde israfa kent suçlarına dur dediler. O günden beri CHP ve Millet İttifakı hatta Türkiye ittifakı tarafından seçilmiş belediye başkanlarımız namusluca yönetiyorlar.
İstanbul’u Erdoğan belediyeciliği yönetirse 2 kat fazla parayla yarı yarıya iş yapıyor Arada 4 kat fark var. Meydan okuyoruz. Eskiden yağmur yağar Üsküdar göl olurdu. Pandemide İstanbul’da görülmemiş altyapı çalışması yapıyoruz dediler. Şimdi o kentlere geri dönmek istiyorlar. Haramilerin saltanatını yıktık ya şimdi haramiler geri dönelim mi diyorlar. Bütün elimizdeki büyük şehirlere söylüyoruz elinizdekine çalışkan belediye başkanlarına sahip çıkın.”
Odatv.com