AKP’nin Meclis’e geçen cuma sunduğu iki yasa teklifi, kamuya ait taşınmazların, doğal alanların ve tarihi bölgelerin yönetiminde köklü bir değişimi hedefliyor. “Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik” ve “Milli Parklar Kanunu Değişiklik Teklifi” adıyla gelen düzenlemeler bugün Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’na gelecek. Tekliflerde yer alan maddeler, yerel ve kurumsal denetimi zayıflatıp yönetimi tek elde, Cumhurbaşkanlığı merkezinde topluyor.
VAKIF MALLARI ARTIK MERKEZİ YÖNETİMİN ELİNDE
Daha önce Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yanı sıra belediyeler ve kamu kurumlarının mülkiyetinde olan “vakıf kökenli taşınmazlar”, yeni düzenlemeyle tek elde, merkezi yönetime devrediliyor. Yasa teklifi, bu taşınmazların “mazbut vakıflara” geçmesini öngörüyor. Bu değişiklikle belediyelerin veya üniversitelerin elindeki bazı tarihi binalar, kültürel varlıklar ve gelir getirici taşınmazlar Vakıflar Genel Müdürlüğü uhdesine alınabilecek. Muhalefet, düzenlemeyi “yerel yönetimlerin elini kolunu bağlayan, tüm kültürel mirası Saray’a bağlayan adım” olarak nitelendiriyor.
‘DOĞRUDAN KİRALAMA’ VE YÜZDE 40 YÖNETİM PAYI TEPKİSİ
Vakıf taşınmazlarının kira süresi üç yıldan beş yıla çıkarılıyor, noter zorunluluğu kaldırılıyor. En dikkat çekici madde ise, Vakıflar Genel Müdürlüğü şirketlerine rayiç bedelden doğrudan kiralama yetkisi verilmesi. Muhalefet bu hükmü “rekabeti ortadan kaldıran, kamu kaynaklarını belirli çevrelere aktaran özel yetki” olarak yorumluyor. Ayrıca, temsilen yönetilen vakıflardan alınan yönetim payı yüzde 20’den yüzde 40’a çıkarılıyor.
Muhalefet kaynakları, bu artışın “küçük vakıfları bitirip, iktidara yakın yapıların güçlendirilmesi” anlamına geldiğini dile getiriyor.
İŞGALE AF NİTELİĞİNDE MADDE
Vakıflar teklifinin en tartışmalı başlıklarından biri, işgalci ya da nizalı kiracılara beş yıla kadar sözleşme hakkı tanıyan düzenleme. Bu maddeyle, vakıf taşınmazını haksız işgal eden kişilere yeniden kiracı olma imkânı getiriliyor.
MİLLİ PARKLAR ARTIK CUMHURBAŞKANLIĞI DENETİMİNDE
Diğer teklif olan “Milli Parklar Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Teklifi” de benzer bir yönelimi taşıyor. Şu anda Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, düzenleme sonrası Cumhurbaşkanlığına bağlı özel bütçeli idare statüsüne geçiyor. Bu değişiklik, parkların yönetiminde Meclis denetiminin kalkması anlamına geliyor. Üstelik park alanlarında “kamu yararı ve zaruret” gerekçesiyle enerji, ulaşım ve altyapı tesislerine izin verilebilecek. Muhalefet, bunun doğrudan “doğayı ticarileştirme ve rant alanı yaratma” düzenlemesi olduğunu belirtiyor.
DOĞAL ALANLARDA İŞLETME YETKİSİ ÖZEL SEKTÖRE AÇILIYOR
Yeni teklif, milli park sınırlarındaki tesislerin “işletilmesi veya işlettirilmesi” yetkisini genişletiyor. Yani park içindeki kamp alanları, ziyaretçi merkezleri veya sosyal tesisler artık özel şirketlerce işletilebilecek. Ayrıca, Genel Müdürlüğe döner sermayeli işletmeler kurma, Cumhurbaşkanına sermayeyi beş katına çıkarma yetkisi veriliyor. Bu durum, mali denetimin Meclis’ten alınarak Saray’a devredilmesi olarak yorumlanıyor.
TARİHİ ALANLAR CUMHURBAŞKANLIĞI KARARIYLA GENİŞLETİLECEK
Teklifin son bölümleri, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı ve Uludağ Alan Başkanlığı gibi bölgelerdeki yetki alanlarını da değiştiriyor. Artık bu alanların sınırlarını genişletme, yeni bölgeleri “tarihi alan” veya “bağlantı noktası” ilan etme yetkisi Cumhurbaşkanı kararıyla yapılabilecek. Daha önce bu kararlar ilgili bakanlıklar ve koruma kurulları arasında ortak alınabiliyordu.