T24 Dış Haberler
Birleşmiş Milletler’in (BM) işgal altındaki topraklarla ilgili özel raportörü Francesca Albanese, İsrail’in iki hafta önce Uluslararası Adalet Divanı (UAD) tarafından verilen ve Filistinlilerin haklarını korumak için acil adımlar atmasını gerektiren emirleri ihlal ettiğini söyledi.
İsrail hükümetine, aralarında soykırım kışkırtıcılığının sona erdirilmesi ve insani yardım tedarikinin iyileştirilmesi için acil adımlar atılmasını da içeren, mahkemenin verdiği altı talimata uymak için neler yaptığını UAD’ye bildirmesi için 23 Şubat’a kadar süre verilmişti.
Buna rağmen BM özel raportörü Albanese, şiddetin ve sivil altyapının yıkımının devam ettiğini ayrıca bunun Gazze’deki zorlu yaşam koşullarını daha da ağırlaştırdığını söyledi. Guardian’a verdiği röportajda “Ölümler sadece bombalamalar ve keskin nişancı saldırılarından kaynaklanmıyor” diyen Albanese, şöyle devam etti:
“Aynı zamanda tıbbi malzeme ve tedavi yetersizliği ve en üzücü olanı da gıda ve içme suyuna erişimin yetersizliği nedeniyle kirlenmiş ya da kirletilmiş suların tüketilmek zorunda kalınmasıdır”
Üst düzey Batılı yetkililer, İsrailli yetkililerle saatler süren görüşmelere rağmen 26 Ocak’ta alınan karardan bu yana en iyi ihtimalle artan bir iyileşme olduğunu söyledi. Yetkililerden biri, “Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki durum vahim ve daha da kötüye gidiyor” dedi.
Mahkeme kararından bu yana Gazze’de en az bin 755 Filistinli öldürüldü. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da UAD davasını “İsrail’in kendini savunma hakkını inkar etmeye yönelik aşağılık bir girişim” olarak nitelendirdirmişti.
Avukatlar, İsrail’in emirlere ne ölçüde uyacağının sadece BM’nin en üst mahkemesinin değil, soykırım sözleşmesini imzalayan diğer ülkelerin de yetkilerinin sınanması anlamına geldiğini savunuyor.
Güney Afrika, üçüncü tarafların yükümlülükleri konusunda daha fazla baskı yapmaya hazırlanıyor
New York Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde misafir öğretim üyesi olarak görev yapan Yusuf Al Tamimi, UAD içtihadının ve özellikle de 1996 tarihli Bosna-Sırbistan kararının devletlerin “soykırımı mümkün olduğunca önlemek için ellerinde bulunan tüm makul araçları kullanma” sorumluluğuna sahip olduğunu belirttiğine dikkat çekti. Tamimi bu durumun, “soykırım yapma ihtimali olan veya halihazırda soykırım yapan kişilerin eylemlerini etkili bir şekilde etkileme kapasitesine” sahip devletler için de aynı şekilde geçerli olduğunu belirtti.
Tamimi’ye göre bu, İsrail’in Gazze’deki kampanyasına mali, istihbari ve askeri destek sağlayan devletlere daha katı yükümlülükler getiriyor.
Güney Afrika’nın avukatları İsrail’in UAD’nin kararlarına uyması ve üçüncü tarafların yükümlülükleri konusunda daha fazla baskı yapmayı planlıyor.
ABD’nin BM Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield bir hafta önce yaptığı açıklamada, “Bu karar tasarısı hassas müzakereleri tehlikeye atabilir, rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak ve Filistinli sivillerin ve yardım görevlilerinin çaresizce ihtiyaç duyduğu uzun bir arayı güvence altına almak için devam eden kapsamlı diplomatik çabaları raydan çıkarabilir” dedi.