CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köy işleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye’nin ihraç ettiği ürünlerin pestisit ve aflatoksin nedeniyle geri gönderildiğine işaret ederek, “2023-2024 yıllarında dünyada 10 bin 44 bildirim olmuş ve bu bildirimlerden 853’ü Türkiye üzerinden ihraç edilen ürünlerde tespit edilmiş. Böyle olunca pestisit ve aflatoksinle ilgili dikkatler yurt içindeki ürünlere de döndü” dedi. Gürer, “Pestisit ile ilgili yapılması gerekli olan, ruhsatına izin verilen ürünlerin ürün üzerindeki kalıcılığı dikkate alınarak, o ürünlerin Türkiye’de kullanımına ve satışına izin verilmemelidir. Sorun çiftçiden kaynaklanmıyor, sorun bunu dünyada üreten, 5 tane tekelleşmiş ve yüzde 70 tarım zehirine hâkim olan üretici firmadan kaynaklanıyor. Eğer bu pestisit insan sağlığı için zararlı ise o pestisitin satışı ve ülkeye girişi kesinlikle yasaklanmalıdır” dedi.
Gürer, yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği Yem ve Gıda için Hızlı Alarm Sistemi’ne son 2 yılda pestisit ve afrotoksinli ürün için iletilen 10 bin 44 bildirimin 853’ünün Türkiye’den ihraç edilen ürünler için yapıldığını belirtti.
Pestisit kullanımında çiftçinin sorumluluğu olmadığını söyleyen Gürer, iktidarı sorumluluk almaya ve denetim yapmaya çağırdı. Gümrükten geri dönen ürünlerin imha edildiğine vatandaşların inanmadığını ifade eden Gürer, şunları kaydetti:
“Tarımda sorunlar bir değil, bin tane. Bunlardan biri de pestisit kalıntıları nedeniyle ihraç edilen ürünlerin geri gelmesi. Aflatoksinli ürünler ülkemize iade edilmeye başlandı. 2023-2024 yıllarında dünyada 10 bin 44 bildirim olmuş ve bu bildirimlerden 853’ü Türkiye üzerinden ihraç edilen ürünlerde. tespit edilmiş. Böyle olunca pestisit ile ilgili pestisit ve aflatoksinle ilgili dikkatler yurt içindeki ürünlere de döndü.
Özünde bu çiftçilerden kaynaklanan bir durum değil çünkü bunlar ruhsatlandırılmış ilaçlar. Ruhsatlandırılmış ilaçlarda yapılan incelemeler sonunda ortaya çıkan bu durum, ürün iadesini gerektiriyorsa, insan sağlığına zararlı olan bu ilaçların ruhsatlandırılmaması ve Türkiye’de satışına izin verilmemesi gerekir. Avrupa Birliği uyum yasaları sürecinde, 2006 yılından sonra Türkiye bu konuda hassasiyetini artırdı ve belli oranda pestisitin Türkiye’de yasaklanması sağlandı. Ama bu yeterli olmadı. Avrupa Birliği Yem ve Gıda Hızlı Alarm sistemine takılan ürünlerimiz nedeniyle Türkiye, ihracatçı bir ülke olarak önümüzdeki süreçte sorunlar yaşayabilir. Bir ülkede ortaya çıkan pestisit kalıntısı, diğer ülkelerde de anında görülebiliyor ve Türkiye’nin gönderdiği ürünler gümrüklerden dönmeye başlıyor.
“İnsan sağlığına zararlı olan ürünlerin kesinlikle yasaklanması ve sıkı takip edilmesi gerekiyor”
Dünyada her yıl 385 milyon insanın pestisitten zehirleniyor. Türkiye’de 60 bin ton pestisit kullanılıyor, bunun için yurt dışına önemli bir kaynak aktarıyoruz. Bu nedenle, tarım zehiri olarak kullanılan ve insan sağlığına zararlı olan ürünlerin kesinlikle yasaklanması ve sıkı takip edilmesi gerekiyor. Bunu yapacak olan, Tarım ve Orman Bakanlığı.
Çiftçilerin eğitilmesi de bu konuda önemli. Avrupa’da Türkiye’ye göre daha az zehir kullanılıyor. Tarım zehirlerinde Türkiye’de dekara 27 kilogram zehir aılırken Avrupa’da bu oranın 18 kilograma kadar düşüyor. Bakanlık, çiftçilerin üretim sürecinde ne kadar pestisit kullanacağını yönlendirmeli ve hem iç hem de dış pazara verilen ürünleri sıkı denetim altına almalıdır. Zincir marketlerin kendi laboratuvarlarını kurmalı. Ürünler hal ve market girişlerinde kontrol edilmeli.”
“Bu denetimler yapılıyorsa neden Türkiye için 853 bildirim yapılıyor”
Tarım ve Orman Bakanı’na seslenen Gürer, şöyle devam etti:
“Sayın Bakan’a Türkiye’de pestisit kullanımının azaltılması, biyolojik mücadele ve organik tarım konularında sorular yönelttim. Vermiş olduğu yanıt ise bu konuda takibin devam ettiği yönündeydi. Bakan’ın verdiği yanıta göre, taze meyve ve sebzelerde tavsiye dışı, yasaklı ve hatalı pestisit kullanımının önlenmesi amacıyla çeşitli denetimlerin yapıldığı belirtilmişti.
Sayın Bakan bu denetimler yapılıyorsa neden Türkiye, AB Yem ve Gıda Hızlı Alarm Sistemi’nde iki yılda 10 bin bildirimin 853’inin çıktığı ülke oluyor? Türkiye’de ilk kez ruhsatlandırılacak bitki koruma ürünlerinin aktif maddeleri, Avrupa Birliği ve G8 ülkelerinden ruhsatlı olması şartı aranıyor. Ama bu yetmemeli, çünkü bu ruhsatlandırılan ürünlerde de sorun yaşanıyor.
Onlar da tekrar incelenerek bilimsel olarak faydası ve zararı gözetilmeli; ürün üzerinde kalıcı olanlar mutlak suretle yasaklanmalı. Pestisit ile ilgili yapılması gerekli olan, ruhsatına izin verilen ürünlerin ürün üzerindeki kalıcılığı dikkate alınarak, o ürünlerin Türkiye’de kullanımına ve satışına izin verilmemelidir. Sorun çiftçiden kaynaklanmıyor, sorun bunu dünyada üreten, 5 tane tekelleşmiş ve yüzde 70 tarım zehirine hâkim olan üretici firmadan kaynaklanıyor.
Eğer bu pestisit insan sağlığı için zararlı ise o pestisitin satışı ve ülkeye girişi kesinlikle yasaklanmalıdır. Zararlı böcekler, zararlı hayvanlar ve kemirgenler gibi olmaması gereken ürünlerin zararları ile ilgili pestisit kullanılıyor ama bu pestisitin toprağa, suya, havaya, yani doğaya da zarar verdiği unutulmamalı.” (ANKA)
More Stories
Antalya’da Yangına Müdahale Engellendi
Son Dakika… Denizli’de 7 katlı binada yangın: Ekiplerin kurtarma çalışması sürüyor
Bingöl’de Ruhsatsız Silah Ele Geçirildi