10 Mart 2025

gediz haber sitesi

gediz haberler

Sigara içmeyenlerde artışta! Kanser muamması: Evlerden yayılıyor, akciğere yapışıyor

Her yıl ortalama 2 milyon kişinin ölümüne sebep olan akciğer kanserinin en büyük nedenlerinden biri olarak sigara kullanımı gösteriliyordu. Ancak son zamanlarda yapılan çalışmalar, sigara içmeyen kişilerde akciğer kanseri riskinin büyük bir artışta olduğunu gösteriyor. Ardındaki gerçeği, Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doktor Tayfun Hancılar ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu'ya sorduk.

“`html

Betül Topaklı / Milliyet.com.tr – Akciğer kanseri, dünya genelinde en sık rastlanan kanser türlerinden biri olmasının yanı sıra, aynı zamanda en yüksek ölüm oranlarına sahip hastalıklar arasında yer almaktadır. Bunun başlıca nedeni, akciğer kanserinin çoğunlukla geç teşhis edilmesi olarak öne çıkmaktadır; bu durum, meme, prostat ve kolon kanserleri gibi daha yaygın kanserlerle karşılaştırıldığında farklılık göstermektedir.

Uzun bir süre boyunca akciğer kanserinin en büyük sebebinin sigara olduğuna inanıldı. Ancak son zamanlardaki araştırmalar, bu düşüncenin gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Zira sigara içmeyen bireylerde de akciğer kanseri vakalarının hızla arttığı görülmektedir. İlginç bir durum da, dünya genelinde sigara kullanımının azalmasına rağmen, her yıl yaklaşık 2 milyon kişinin akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetmeye devam etmesidir. Peki, sigara içmeyenlerde bu hastalığın artışının ardında yatan nedenler nelerdir?

ZEMİN KATLARDAKİ ‘RADON GAZI’ NEDİR?

Akciğer kanserinin başlıca etkeninin sigara olduğu görüşlerini savunan Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doktor Tayfun Hancılar, “Tüm akciğer kanseri vakalarının yüzde 85’i sigara içen bireyler oluşturuyor. Bununla birlikte, sigara içilen ortamlarda uzun süre kalan pasif içicilerde de akciğer kanseri oranları yüksek seyrediyor. Ancak pek bilinmeyen önemli bir diğer faktör, radon gazıdır. Bu doğal gaz, toprak ve kayaçlarda bulunuyor ve kötü izolasyona sahip bodrum gibi zemin katlarda birikerek solunum yoluyla vücuda giriyor, bu da akciğer kanserine neden olabilir. Bu nedenle evlerin iyi havalandırılması ve iyi izole edilmesi büyük bir öneme sahiptir. Dünya Sağlık Örgütü, radon gazını sigaradan sonra en büyük risk faktörü olarak kabul etmektedir. Ayrıca, inşaat ve madencilik sektörlerinde kullanılan asbest ve ağır metaller (arsenik, krom, nikel) de akciğer kanseri riskini artırabilir. Ailesinde akciğer kanseri olan kişilerde risk oranı daha yüksektir” şeklinde bilgi verdi.

‘HEDEF GÜDÜCÜ İLAÇLARDA DAHA İYİ SONUÇLAR’

Tayfun Hancılar, son yıllarda özellikle kadınlar arasında sigara içmeyenlerde akciğer kanseri vakalarının arttığını vurgulayarak, “Yapılan araştırmalar, radon gazı ve hava kirliliğinin bu konuda en büyük etkenler arasında olduğunu göstermektedir. 2022 yılında Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC), hava kirliliğine bağlı yaklaşık 200 bin adenokarsinom vakası rapor etmiştir. 2023’te Lancet Respiratory Medicine dergisinde yayımlanan başka bir çalışmada, sigara içmeyenlerde adenokarsinom oranının yüzde 70’e kadar çıktığı ve artan hava kirliliğinin buna katkı sağladığı ifade edilmiştir. Ayrıca, EGFR gibi bazı genetik mutasyonlara sahip bireylerde akciğer kanseri oranı yüksek bulunmuştur. Sigara içmeyenlerde görülen akciğer kanserinin hedefe yönelik tedavilere daha iyi yanıt verdiği ve bu tedavilerle daha olumlu sonuçlar elde edildiği de dikkat çekici bir noktadır” diye belirtti.

“Akciğer kanserinin belirtileri arasında geçen zamanla kötüleşen öksürük, kanlı balgam, derin nefes alırken ya da gülerken artan göğüs ağrısı, nefes darlığı, aniden oluşan ve iki haftadan fazla süren ses kısıklığı, iştahsızlık ve açıklanamayan kilo kaybı baş göstermektedir. Sigara içenler ve içmeyenlerde belirtiler genelde benzerdir. Ancak, sigara içenlerde epidermoid ve küçük hücreli akciğer kanseri daha yaygın olup, bu tümörlerin merkezi yapılara daha yakın olmaları nedeniyle daha erken belirti vermektedir. Sigara içmeyenlerde ise adenokarsinom daha sık görülmekte olup, bu tür tümörler akciğerin periphery’sinde yer aldığından genelde daha geç teşhis edilir. Bu tür vakalarda öksürük ve balgam olasılığı daha düşük olmaktadır. Bu bağlamda, müdahale yöntemleri de oldukça önemlidir. Sigara kullanılan bireylerde akciğer kanseri taramaları daha sık yapılmakta ve genellikle daha önce teşhis edilebilmektedir. Ancak, sigara içmeyenlerde bu tür taramalar daha az önerildiğinden teşhis süreci geç kalmakta; dolayısıyla olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Yani, sigara içmeyenlerin akciğer kanseri riski düşüktür, ancak erken teşhis oranı da düşük olduğundan potansiyel tehlike maalesef artmaktadır.” – Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doktor Tayfun Hancılar

‘SİGARAYI BIRAKMAK RİSKİ AZALTIR’

Akciğer kanserinden korunmanın en önemli adımının sigarayı bırakmak olduğunu belirten Tayfun Hancılar, “Sigara içen bir kişi, sigarayı bıraktıktan sonra riskinin azalmaya başladığını görebilir ve 15 yıl içinde sigara içmeyen bir bireyle aynı riske sahip olabilmektedir. Evlerin radon gazı içermediğini kontrol etmek büyük bir önem taşımaktadır. İzolasyonu iyi yapılmış evler ve üst katlar daha az risklidir. Ayrıca, evinizi sık sık havalandırmalısınız. Büyük şehirlerde hava kirliliği yüksek olabilir. Maske takmak bu riski azaltabilir. Asbest, arsenik ve dizel egzozu gibi zararlı maddelerle çalışıyorsanız, koruyucu ekipman kullanmanız son derece önemlidir. Beslenmenizde yüksek antioksidan içeren gıdalara yer vermek ve meyve-sebze tüketimini artırmak akciğer kanseri riskini düşürmektedir. Haftada en az üç gün, birer saat düzeyinde yürüyüş, bisiklet sürmek veya yüzme gibi fiziksel aktiviteler kanserden korunma adına son derece faydalıdır” uyarısında bulundu.

SİNSİ SEYRİYLE DİKKAT ÇEKİYOR

Akciğerlerin duyu sinirleri içermediğini dile getiren Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Bu nedenle tümör belli bir aşamaya gelene kadar belirti vermemektedir. Eğer tümör ana bronşlarda yer alıyorsa, zaman zaman balgamda kan görülmesi ya da kemiklere sıçradığında, kemik ağrıları yaşanabilir. Bazen beyne sıçraması durumunda denge kaybı ve duyusal bozukluklar ortaya çıkabilir. Kısacası, çoğu kötü huylu hastalık sinsi bir şekilde seyreder. Akciğer kanseri de bunlardan biridir; çoğu durumda erken aşamada belirti vermemektedir. Sigara, akciğer kanserinin yüzde 80’inin sorumlusudur. Geri kalan yüzde 20 civarında ise diğer nedenler ve genetik faktörlerden kaynaklanmaktadır. Hava kirliliği, mesleki maruziyetler ve tozlu iş yerlerinde çalışmak da kanser yapıcı özellikler taşımaktadır. Ne yazık ki, bazı genler de kanserin gelişimine zemin hazırlayan yapılar içerebilir” ifadelerini kullandı.

“Sigara içen ve içmeyen bireylerde farklı kanser türleri ortaya çıkmaktadır. İçmeyenlerde genellikle adeno kanserleri gözlemlenirken, içenlerde epidermoid ve küçük hücreli akciğer kanserleri daha yaygın görülmektedir. Her iki kanser türünün saldırganlığı ve tedavi yöntemleri farklılık göstermektedir. Ancak kesin bir ayrım yapmaktan bahsedemeyiz. Sigara içenlerden bireylerde zaman zaman adeno kanserine de rastlayabiliriz. Sigara içmeyen bireylerde ise epidermoid kanser türü görülebilir. Belirtiler ve semptomlar açısından iki grup arasında bir farklılık söz konusu değildir. Son dönemlerde akciğer kanseri vakalarının artmasının en büyük nedenlerinden biri, sağlıksız beslenme alışkanlıkları, hareketsizlik, hava kirliliği, çalışma koşulları, stres düzeyi ve radyasyona maruz kalmaktır.” – Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu

‘YAŞLANMA İLE KANSER RİSKİ ARTAR’

Kişinin kanser gelişimi, belirli bir süre boyunca zararlı maddelere maruz kalmasına bağlı olarak gerçekleştiğini ifade eden Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Yaş ilerledikçe kanser riski de artmaktadır. Son dönemlerde toplumda kanserin daha fazla görünmesinin en önemli sebeplerinden biri, insanların artık daha uzun yaşaması, yani yaşam süresinin artmasıdır. Bu süreçle birlikte gereksiz yere yapılan tomografik kontroller, radyasyon içeren maddelerin fazla kullanımı ve beslenme şekillerindeki katkı maddelerinin yoğun tüketimi, kanserin daha sık görülmesine neden olmaktadır. Genel yaşam şartlarımız, fiziksel aktivite düzeyimiz, yaşam tarzımız, beslenme alışkanlıklarımız ve radyasyona maruziyetimiz kanseri etkileyen unsurlar arasında yer almaktadır. Ancak yine de akciğer kanserinin ve diğer birçok kanserin en temel nedeni hâlâ sigaradır. Bu faktör değiştirilebilir. Dolayısıyla sigarayı bırakarak bu hastalıktan korunmak mümkündür. Hayata olumlu bakmak, sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak ve gereksiz tıbbi müdahalelerden uzak durmak da kanserle mücadelede faydalı olacaktır.”

“`